Suriyelilerin Türkiye Ekonomisine Katkısı
Büyük şirketler ve fabrikalar düzeyinde endüstriyel soğutma alanında çalışan makine mühendisi Cemal Bey, aynı zamanda Suriye ve Türkiye'de endüstriyel malzeme ticareti yapıyor. Suriyelilerin Türkiye ekonomisine sağladıkları katkı konusunda kendisiyle yapılan tartışma esnasında bu mesele üzerinde duruldu.
Tarihi kaynaklar, Şam'ın bugüne kadar hâlâ ikamet edilen en eski siyasi ve ekonomik başkent olduğunu; Halep'in ise Osmanlı Devleti hazinesine vergi ödemede İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirtiyor.
Mültecilerin Türkiye ekonomisine sağladığı katma değer açısından ise durum şöyledir: Bu değer 2017 sonunda 4,3 milyar euro'ya (27,2 milyar Türk lirası), yani Türkiye'nin toplam gayri safi milli hasılasının (GSYİH) %1,96'sına ulaşmıştır.
Tarihi kaynaklar, Şam'ın bugüne kadar hâlâ ikamet edilen en eski siyasi ve ekonomik başkent olduğunu; Halep'in ise Osmanlı Devleti hazinesine vergi ödemede İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer aldığını belirtiyor.
Suriyeli tüccar ve iş adamlarının Türkiye'ye zorunlu göçü yakın Suriye tarihinde bir ilk olmayıp daha önce Lübnan, Ürdün ve körfez ülkeleri gibi komşu ülkelere birçok göç yapılmıştı. Bunlara sebebiyet veren ise çalkantı halleri, siyasi istikrarsızlık, başta kamulaştırma ve tarım reformu kanunları olmak üzere askeri darbe hükümetleri tarafından izlenen yanlış ekonomik politikalardı.
Suriyelilerin 2011 yılında başlayan son göçü, nüfusun yarısından fazlasını etkilemesi sebebiyle en şiddetli ve acımasız olanıydı. Suriye halk hareketinin "silahlı askeri çatışmaya" dönüşmesinin ardından, dört milyon Suriyeli Türkiye'ye akın etmeye başlamıştı. Sermaye, Suriyeli iş adamlarından çok daha önce göç etmiş, Türkiye bu göçten aslan payını almıştı. Nitekim herkese açık ve dışa dönük liberal yapısı gereği tüccarlar, sanayiciler ve iş adamlarının büyük bir kısmı Türkiye'ye yönelmişti.
Turk Press gibi resmi web sitelerinden iletilen raporlar şunları vurguluyor:
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Avrupa-Akdeniz Ekonomik Enstitüler Forumu (FEMISE) tarafından hazırlanan bir raporda Suriyeli mültecilerin Türkiye ekonomisi üzerindeki uzun vadeli etkisinin, 2017 ile 2028 arasında gayri safi yurt içi hasılayı (GSYİH) %1,9'dan %4'e çıkaracağı belirtildi.
Madrid Özerk Üniversitesi'nden Ramon Mahia ve Türkiye'deki Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Ülkeleri Ekonomik Araştırmalar Merkezi'nden (CERM) Ahmed Ali Koç tarafından hazırlanıp Eylül ayında yayınlanan rapora göre, Suriyelilerin Türkiye'ye entegrasyonunun ekonomik etkisi, önümüzdeki beş yıl içinde hızlanacak.
"Suriyeli Mültecilerin Türkiye Ekonomisine Uzun Vadeli Etkileri" başlıklı rapor, Suriyeli mültecilerin Türkiye'de önemli ekonomik aktörler haline geldiklerini belirtiyor. Türkiye'deki üretimde iş gücü tedarikçisi olan, çoğunun da kayıt dışı halde bulunduğu Suriyelilerin birikim ve yatırım yaptığı ve güçlü bir girişimcilik kapasitesi ortaya koyduğu ifade ediliyor.
Rapor ayrıca Türkiye'nin, Mart 2011'de Suriye'deki çatışmanın patlak vermesinden bu yana milyonlarca Suriyeli için hedef ülke haline geldiğine de dikkat çekiyor. Kademeli olarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Mersin gibi büyük şehirlere gitmeden önce, çok sayıda kişi Gaziantep ve Adana gibi sınır bölgelerinde bulunan on şehre yönelmişti.
Rapor, 2023 ile 2028 yılları arasında, tüm Suriyelilerin %15'ini oluşturan çocukların iş gücü piyasasına girmesiyle yeni bir büyüme eğilimi öngörüyor.
FEMISE raporu, mültecilerin Türkiye ekonomisine sağladığı katma değer etkisini şöyle değerlendiriyor: Bu değer 2017 sonunda 4,3 milyar euro'ya (27,2 milyar Türk lirası), yani Türkiye'nin toplam gayri safi milli hasılasının (GSYİH) %1,96'sına ulaşmıştır.
Rapora göre, mülteci üretiminin etkisi sırasıyla 2017, 2023 ve 2028 için uyarılmış talebin etkisinden daha büyüktür. Bu da şunu gösteriyor ki, Suriyeli mültecilerin proje organizasyonu ve istihdam becerileri gibi üretkenlik kapasitesi, tüketimlerinin ekonomi genel çıktısı üzerindeki etkisinden daha etkindir.
Raporda Suriyelilerin Türkiye'ye geldiği ilk günlerde önlerinde dil engelinin bulunduğu, uygun belge ve sertifikalara sahip olmamaları nedeniyle kötü koşullar altında Gaziantep'in ücra köşelerindeki tekstil fabrikaları ve mekanik parça imalatçılarında düşük maaşlarla çalışmaktan başka çarelerinin olmadığı açıklanarak şunlar ifade edilmiştir: "İş fırsatlarının iyileştirilmesi, Suriyelilerin girişimcilik yeteneklerinin geliştirilmesi ve hedeflenen sektörlerde çalışma izinlerinin verilmesi mültecilerin ekonomik büyümeye katkısını artıracaktır."
Suriyelilerin Türkiye ekonomisine katkısının boyutu
Bir dizi Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan çalışmalar, Suriyelilerin son dokuz yıl içerisinde Türkiye'de çeşitli ekonomik sektörlere dağılmış 10 bini aşkın şirket kurduğuna işaret ediyor.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Türkiye'deki Suriyelilerin Eylül 2018 başı itibariyle kurduğu 10 binden fazla şirketin %60'ının yalnızca Suriye uyruklu olduğu, %40'ında ise Suriyeli ve diğer uyruklular arasındaki ortaklık bulunduğunu açıkladı.
Aynı rapora göre, bu şirketler Türkiye'de yaklaşık 44 bin Suriyeliye yani Türkiye'deki toplam üç buçuk milyon Suriyelilerin %7'sine istihdam sağladı. Nitekim içlerinden bir kişinin istihdam edildiği altı kişilik bir aileyi ele alırsak, 44 bin kişinin istihdam edilmesi yaklaşık 250 bin Suriyelinin ihtiyacını karşıladı .
Türkiye'ye gelmeden önce ihracat yaptıkları dış pazarlara sahip olan pek çok Suriyeli şirket, Türkiye'de çalışmaya ve üretime başladıklarında bu pazarlarla ilişki kurarak kendilerine Türkiye'den mal tedarik etmeye devam ettiler.
Türkiye'de üç yıldır en çok yatırım yapan ve çalışma izni alanların başında Suriyeliler geliyor. 2011-2017 yılları arasında Türkiye'deki Suriyeli şirketler toplam yabancı sermayenin %14'ünü oluşturuyordu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından verilen toplam çalışma izninin %24'ünü temsil eden yaklaşık 21 bin Suriyelinin çalışma izni almasının ardından Suriyeliler, 2017 yılında Türkiye'de çalışma izni almada ilk sırada yer aldı.