Suriyeli Yazar İbrahim Al Jabin’le “Aljamiado” Üzerine
Peren Birsaygılı Mut

Endülüs halkı Granada’nın 1492 yılındaki teslimiyetinden sonra Arapçada “grup” anlamına gelen “Alcamia” kelimesinden yeni bir terim ortaya çıkararak buna da “Aljamiado” dediler

Sembolik bir dildir, ancak İslami Arap kültürünün asırlar boyunca çocuklarına aşıladığı büyük kültürel yükü basit bir kodlamayla sadeleştirmek zordur.

İspanyol Engizisyonu (mahkeme sistemi) Müslümanların Arapça konuşmasını yasaklayarak Kastilya dilini kullanmaya ve dinlerini değiştirmeye zorladı.


“Şamlı Bir Yahudi’nin Günlüğü” adlı kitabınızın Türkçeye çevrildiğini biliyoruz. Bununla birlikte, Türkiye'de yayınlanacak başka bir kitabınız daha var. Arap dünyasında büyük bir ses getiren bu kitabın adı: “Aljamiado; Endülüs Müslümanlarının gizli dili”. Unutulmuş ve bilinmeyen bir kavramı bize hatırlattınız. “Aljamiado” ne anlama geliyor biraz bahsedebilir misin?

Roman yayınlandığında “Aljamiado” kelimesinin anlamını, Endülüs tarihinde uzmanlaşmış tarihçiler dışında çok az okuyucu biliyordu. Üçüncü romanımın başlığı olarak “Aljamiado” başlığını tercih ettiğimde, bazıları ilk görüşte, iki kelime birbirinden farklı olsa da, ne başlığın, ne olayların ne de karakterlerin birbiri ile alakası olmasa da Brezilya’lı yazar Paulo Coelho tarafından yazılan “Simyacı” romanının başlığıyla bir ilgisi olduğunu düşündüler. Bana göre bu roman, müzikal anlatımda üçüncü harekettir. İlki “Şamlı Bir Yahudi’nin Günlüğü”, ikincisi Doğunun Gözü adlı romanım. Ana kahramanı Şam şehri olan bu üç seride edebiyat etkili bir faktördür ve tarihten ilham alır. Karakterler dile her şekilde bağlıdır. Giriş şiir ve onun yükselen diliydi; bu, trajik tarihsel ve samimi duygular arasındaki karışık olayların ilerlemesiyle dil kendisinin ve karakterlerin istediğini ifade edemediği bir aşamaya ulaştı. Kimileri susmanın anlam, sembol ve işaretlerden arınmış olduğu anlamına gelmeyen "AlJamiado" diline başvurmayı seçti. Bu dil benim düşünce biçimime göre Endülüs’ün en kökenli diliydi, yani Şam’ın dili ve onun hislerinin sözlüğüydü. Endülüs halkı Granada’nın 1492 yılındaki teslimiyetinden sonra Arapçada “grup” anlamına gelen “Alcamia” kelimesinden yeni bir terim ortaya çıkararak buna da “Aljamiado” dediler. Şam halkının da benzer dönemlerde; evlerini, şehirlerini ve köylerini yakıp yıkan, milyonlarca kadını, çocuğu ve yaşlı sivili yerinden eden, maddi-manevi değerlerini yok etmek için onlara karşı katliamlar yapan mevcut otoritenin etkisi altında bunu yapması doğaldır.

Endülüs Müslümanlarının bu gizli dilde ortaya çıkardıkları eserler olduğu gibi, Balkan Müslümanları da bu dilde edebi eserler yayınlamışlardır. Bu edebi akımın gidişatından biraz bahsedebilir miyiz?

Sembolik bir dildir, ancak İslami Arap kültürünün asırlar boyunca çocuklarına aşıladığı büyük kültürel yükü basit bir kodlamayla sadeleştirmek zordur. Bu nedenle bir dil üretmek gerekliydi. Hatta bu uygulama İslami Arap medeniyetinde temel bir ilim olan “kriptografi ilmi” ya da “kodlama ilmi” idi. Açık bir metni, “bilenin anlayabileceği belirli bir yöntemle anlaşılmaz bir metne dönüştürme“ işlemini ifade etmek için Araplar tarafından türetilen bir terimdir. Araplar, Hicret'in 3. yüzyılından beri bu ilimi temel bir eğitim müfredatı olarak okutmuşlardı. Bu konuda yazı yazan ilk kişi “El-Buhur“ olarak bilinen şiir kanunlarının kurucusu El-Halil bin Ahmed El-Farahidi'ydi ve aynı şekilde İbn İshak El-Kindi de yazdı. Bu ilim savaşlarda ve acil durumlarda kullanıldı, dolayısıyla başlangıcından bugüne kadar etrafında savaşların durmadığı Arap - İslam devleti sınırları boyunca geniş bir alana yayıldı.

Bu bölgeler soykırım ve göç etmeye maruz kalan Endülüs ve Balkanlar ile orijinal dilin kullanılmasının ve dini ayinlerin uygulanmasının yasaklanması yer alıyor. Arnavutluk Müslümanları, Aljamiado dilinde yazılmış önemli bir eser ortaya çıkardı. Yazarları arasında Nazim Frakulla, 18. yüzyıl rubaiyyatının sahibi Muhyiddin Şeyhzade, Süleyman Çelebi ve Hasan Züko Arnavutça'da "Mevlid" adıyla bilinen eseri yazdı, bu miras Alirıza Olginago ve İsmail Felluji tarafından tercüme edilerek 1878 yılında İstanbul'da yayınlandı. En ünlü "Alcamiado" şiiri Ali Perez'in şiiridir. Sözlerinde şöyle der:

"geçmiş için ağlamıyorum,

çünkü geçmişe dönmek mümkün değil

ama ilerde göreceklerimize ağlıyorum.

Bu gizli dil dünyada ne kadar yayıldı?

Bu yazılar başlangıçta Morisko’lar döneminde fıkıh kitaplarının, tefsir kitaplarının ve Hz. Peygamber’imizin sünnet tarihinin aktarılmasıyla sınırlıydı. Daha sonra şiiri de kapsamaya başladı. Muhammed Rabadan Aljamiado şairlerden biridir.

Bu dilin yayılması hakkındaki sorunuza gelince, bunu Almanya’da yaşayan Suriyeli bir yazarın 2022 yılında İstanbul’da yayınlanan “Aljamiado” adındaki romanında görebilirsiniz.

Bu gizli dilde yazılmış eserleri hangi kütüphanelerde bulabiliriz?

Size çok yakın olan İstanbul Yıldız Kütüphanesinde ve Madrid Milli Kütüphanesinin el yazmalarında bulabilirsiniz.

Endülüs Müslümanlarının gizli diliyle Suriye dramını nasıl ilişkilendiriyorsunuz?

İspanyol Engizisyonu (mahkeme sistemi) Müslümanların Arapça konuşmasını yasaklayarak Kastilya dilini kullanmaya ve dinlerini değiştirmeye zorladı. 1501 yılında Müslümanları Hıristiyanlığa geçme ya da Endülüs dışına sürgün arasında tercih yapmaları yönünde karar alındı.

Yakında evlerine dönebilme umuduyla komşu Fas ve Kuzey Afrika'ya sığınmak zorunda kalan pek çok kişi oldu. Bazıları topraklarını terk edemediler, kendilerine uygulanan şiddet aletleri ve işkence yöntemleri bugün hala varlığını koruyan Engizisyon mahkemelerine karşı koyamadılar, bu yüzden kimliklerini gizli bir dille koruyarak kalmayı seçtiler. Bu parça size neyi hatırlatıyor? Suriye'de olan yine buydu, mesele henüz çözülmedi, ancak şimdi bir yerlerde Suriyelilerin kimliğinin yok olmamasını sağlayan gizli bir Suriye dili olmalı.

Romanınız 2011 yılında bahar mevsiminden sonra Suriye'nin başkenti Şam'da başlıyor ve Kopenhag, Dubai, Tunus, Amman, Paris, Kahire, İstanbul ve bazı Alman şehirleri gibi geniş bir alana sahip. Bu romanı yazmaya nasıl karar verdiniz?

Yazar konusunu seçmeye nasıl karar verir? Bu soru için belki de yazara ilk önce neden yazmaya karar verdiğini sormak daha doğru olur?  Benim dünyamda, ne zaman bir rüzgâr esse, beraberinde kelimelerin resmedeceği bir fikri getirir.  Şuan içinde bulunduğum dünyaya her baktığımda farklı bir şekilde gözümde canlandırıyorum. Bu görüntülerin kimisi gerçeğe, kimisi ise hayal gücüne dayanan hikâyelere dönüşüyor. Mekân, bakış açısına yeni bir yön verir ve mekân değiştikçe bakış açısı çeşitlenir.

Sorduğunuz soruda ele aldığınız, romanımdaki olay yerleri olan tüm bu mekânlar, dünyadaki kendi hareketimin arka yüzüdür. Çekiciliği vardır ve o mekânların içinde yaşattıkları ruhlar üzerinde genellikle önemli bir gücü ve etkisi vardır.

Şiirde olduğu gibi, eleştiri görüşlerinden bağımsız olarak, mekân sadece bir dekor değil, kahramanlardan biridir. Şam'ı "Şam'lı Bir Yahudi'nin Günlüğü", "Doğu'nun Gözü" ve "Aljamiado" serisiyle gözlemleyebilir, karakterlerin kendi eylemi ve kararıyla, sık sık nasıl geliştiğine ve örtüştüğüne, nasıl değişime uğradığına şahit olacaksınız.