Suriye Devriminin Sembolü:Sarut

Suphi Desuki
Suriyeli gazeteci, yazar

Dünya üzerindeki devrimler insanları haysiyetleri, hürriyetleri ve meşru haklarına kavuşmaya çağırırken öğretmen, işçi, çiftçi, sporcu ve tüccarlar gibi halkın basit sınıflarından çıkmış şerefli insanlar ise bu çağrıya kulak verir. Nitekim bu makalede, Suriye devriminin sembolü olan Abdulbasit Sarut'un hikayesi anlatılmakta.

Efsanevi bir halk hikayesine dönüşen Sarut ölmüş olsa da, hürriyet hayallerimiz yaşıyor.
Sarut; Suriye devrimine, devrimin hürriyet ve haysiyet çağrısında bulunan asil hedeflerine inanan, cenazesine katılmak için Türkiye, Suriye ve Avrupa'dan on binlerin yola çıktığı o asi ve genç adam...


Hürriyet ve haysiyet talepleri nedeniyle katle terk edilen Suriye devriminin Mart 2011'de başlaması üzerinden 10 yıl geçti.

Sarut ise diktatörlük rejimini, Suriye'de hakim olan Esed çetelerini ve Esed ailesi rejimini reddeden Suriyelilerin adalet ve haysiyet arayışıyla sokaklara çıkarak gerçekleştirmeye çalıştığı hürriyet hayalinin bedelini ödedi.

Nitekim devrim; birçok kişinin hayatını feda ettiği, bir çok canın ve malın kaybedildiği, 1 milyondan fazla Suriyelinin şehit olduğu bir hayaldi.

Kariyerine Humus'un el-Kerame Spor Kulübü'nde kaleci olarak başlayan şehit Sarut, devrimin başından itibaren de "Suriye devrimi muhafızı" olarak bilinir oldu.

2 Ocak 1992'de Humus'ta doğan Abdulbasit Sarut, Beşşar Esed rejiminin devrilmesi talebiyle Suriye devrimi esnasında Humus'ta düzenlenen gösterilerin önde gelen liderlerinden biriydi.

Kuzeybatı Suriye'de rejim güçleriyle çıkan çatışmada yaralanan Sarut, iki gün sonra 8 Haziran 2019'da ise şehitlik mertebesine yükseldi.

Suriye devriminin önde gelen aktivisti ve ezgicisi Abdulbasit Sarut, Özgür Suriye Ordusu tarafından kontrol edilen bölgelerin çoğunda; Humus, İdlib ve Halep köylerinde bulunurken gösterilere liderlik etmiş, Suriye devrimi ve insanlık için ezgiler söylemişti.

Türkiye'den döndükten sonra en son İdlib'deki gösterilere katılmıştı.

"Suriye devriminin başkenti" lakaplı Humus şehrinde düzenlenen rejim karşıtı gösterilerde, kendisini meşhur eden şu ezgileri seslendirmişti:

"Cennet, cennet, cennet... Suriye ey vatanımız",  "Anneciğim işte yeni elbisemle geldim", "Yazık sana", "Bu vatan" 

Esed rejimi tarafından tutuklanıp işkence göre Deralı çocukların intikamını almak için katıldığı ilk gösterilerde ise Alevi Fedva Süleyman'ın elini tutarak şu sloganı atmıştı:

"Birdir, birdir, birdir; Suriye halkı birdir!"

Tüm Suriyeliler için hürriyet sloganları atan Sarut, aynı zamanda Hristiyan şehit Basil Şehade’nin cenaze törenine katılmış, Humus’taki bir kilisede onun anısına ezgi seslendirmişti.

Nitekim şehadeti öncesinde devrim için hürriyeti, insanlığı ve tüm Suriye şehirlerini öven onlarca ezgi çıkarmış oldu.

Rejim tarafından takip edilerek dört kardeşi ve onlarca arkadaşının katledilmesi ardından umutsuzluğa kapılan Sarut, başka bir çaresi kalmadığını anlayarak kendisi ve ailesini korumak için silahlandı. En nihayetinde barışçıl olmaktan vazgeçerek rejimle silahlı bir şekilde savaşmaya yöneldi.

Suriyeliler, yakın tarihlerinde, Sarut'un ölümü ardından birleştikleri gibi başka hiçbir şahsiyet için tek yürek olmamıştı.

Zirâ Sarut, asla ölmeyen devrim fikrini temsil ediyor. O, devrim büyüklüğünde bir adamdı, bu nedenle ölürken de geride vatan büyüklüğünde bir acı bıraktı.

Efsanevi bir halk hikayesine dönüşen Sarut ölmüş olsa da, hürriyet hayallerimiz yaşıyor.

Sarut; Suriye devrimine, devrimin hürriyet ve haysiyet çağrısı yapan asil hedeflerine inanan, asi, genç bir adamdı.
Cenazesine katılmak yahut gıyabi cenaze namazını kılmak için on binlerce kişi, kendileri için canını ortaya atıp kanını döken bu kahraman için duydukları üzüntüyle Türkiye'den, Suriye'den ve Avrupa'dan yola çıktı. Bu vefa, ona duyulan sevginin bir ifadesi, yaptığı fedakarlıklara gösterilen takdir niteliğindeydi.

Semboller ölmez, ölmeyecek. Zirâ semboller, nesilden nesile aktarılan hikayeler haline gelir. Büyük küçük hepimiz, bu hikayelerden özgür vatana ve devrime duyulan sevgiyi öğreniriz. Hüzün ve sevinç gözyaşlarımız birbirine karışır. Yasemin Devrimi’nin bugün yeni kazandığı sembol olan Sarut, devrimin en güzel örneği olduğu için, devrimin sembolü olmayı da hak etmektedir.

Biz, ölmeyecek bir halkız... Her bir devrim sembolümüzü kaybettiğimizde hürriyetimizi elde etme gücümüz ve ısrarımız artıyor.

Şehit Sarut'un, bir yandan bu iki yüzlü toplumda yaşadığımız acı gerçekliğe gözyaşı dökerken, diğer yandan şehitlerimizin kanını zayi etmememizi öğütlediğini duymuştum.

Bu değerli şehidimizi anlatmaya kelimeler; hüznümüzü söndürmeye ise gözyaşları yetmez.

Hak ettiği gibi efsanevi bir kahraman olarak vefat eden bu devasa anka kuşunun cenazesi de başlı başına bir devrimdi; dünyanın en büyük cenazesiydi. Sosyal medyada yası en çok tutulan kişi oldu Sarut.

Gaziantep ve İstanbul'da onunla birçok kez bir araya gelmiş, kendisine şöyle demiştim: "Oğlum, İstanbul güzel şehir, orada yaşayıp rahatına baksana."

Bana şöyle cevap verdi:

"Türkiye'nin her yeri çok güzel. Ancak Suriye'nin temiz ve güzel topraklarını işgalcilere bırakmayacağız. Zafer kazanana yahut şehit olana dek direneceğiz."

Onun için yazdığım ağıtta ise şöyle söyledim:

"Elveda Suriye devriminin sembolü ve muhafızı... Elveda oğlum. Bugün yoğun bir hüznün günü. Bugün devrimimizin muhafızı ve sembolünün öldüğü gün. Bugün ruhumuzun değerli bir parçasını kaybettik. Ben bugün değerli oğlumu kaybettim (bir araya geldiğimizde bana baba diye hitap ederdi). Sen, senden ayrılığa döktüğümüz gözyaşlarına layıksın. Hayat ne kadar da acımasız; katil ve suçlu bu dünyaya lanet olsun!Göz yaşarır, kalp üzülür; biz senin yokluğundan ötürü çok mahzunuz. Ancak devrimimize devam ediyoruz; muzaffer olacağız.

Suriye devrimi muhakkak ki zafer kazanacak. Zirâ biz gelecekte bir Suriye inşa etme hakkına sahibiz. Suriye, insan haysiyetine ve insanlığa inanan tüm Suriyeliler için geri gelecek. Suriye'de suçlulara, katillere, hırsızlara, paralı askerlere, insan tacirlerine, Suriye devrimini ve devrimin yüce hedeflerini satan kişilere yer olmadığı kesin.

Suriye yücedir, Esed'in çiftliği değildir.

Devrim bize vatan sevgisini öğretti. Damarlarımız kesilirse, kanımıza karışmış Suriye sevgisiyle karşılaşırlar.

Şehidimiz Sarut'a ve Allah'ın izniyle muzaffer olacak olan Suriye devriminin tüm şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum.

Devrimine devam edecek olan Suriye halkı; zafer kazanacak, kalanlarla devrimini tamamlayacak, yıkılan şehirlerini yeniden inşa edecek ve katil Esed'in yardakçılarından intikam almayı unutmayacaktır. Aynı şekilde kendi yanlarında duran, sınırlarını açarak onları kardeşleri gibi kucaklayan devletleri de unutmayacak, onlara daima sadık kalacaktır.

Nitekim Suriye halkı; kendisiyle birlikte duran, çektiği çilede ona destek olan Türk kardeşlerini hep hatrında tutacak, bu insani duruşu tarihlerine yazarak gelecek nesillere aktaracaktır. Bu, ilk vatanımız Suriye'ye dönene dek boynumuzun borcu olacaktır.

Türk halkına refah ve istikrar diliyoruz. Zulüm görenlerin ve ezilenlerin yanında duranların Allah tarafından yüz üstü bırakılmayacağından eminiz.