Hızırla Kırk Saat
Sezai Karakoç


Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz

Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz

Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı

Günlere geldim bunu bana öğretmediniz

Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı

Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim

Bunu bana söylemediniz

İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler

Bunu bana öğretmediniz

Kardeşim İbrahim bana mermer putları

Nasıl devireceğimi öğretmişti

Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım

Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini

Nasıl sileceğimi öğretmediniz

Bir kentten daha geçtim

Buğdayları yakıyorlardı

Yedikleri pirinçti

Birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı

Sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı

Pirinçler gibi çoğalıyorlardı

Atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum

Öpüp çıkıp gittim yelelerini