Mustafa Akkad ve Yaratıcılık Meşalesi
Ahmed Muhaymid eşliğinde - Gaziantep
Hayatın çeşitli alanlarında yaptıkları işlerle öne çıkan insanlar, çalışma alanlarında başarı elde edip maddi başarılarını sürdürürken aynı zamanda bir mesaja bağlı olarak kendilerini yüce bir davaya adarlar. İşte meşhur uluslararası Müslüman yönetmen Mustafa Akkad da bu insanlardan biri. Bu makalede Akkad'ın başarısına ve taşıdığı mesaja ışık tuttuk.
Amerikan zihniyetini idrak etmeye önem veren Akkad, orada geçirdiği 23 yıl boyunca bu karmaşık toplumun şifresini çözme imkanı bulmuştur. Böylece daima kendi odak noktasında bulunan medya aracılığıyla bu topluma en iyi şekilde hitap edebilmiş; medyayı Batı ile yapılacak uygarlık savaşında kullanması gereken bir silah olarak görmüştür.
En az 30 dile çevrilen Çağrı filmi, İslam dünyasının en çok izlenen filmi sayılır. Öyle ki bugün dahi televizyon kanalları Mevlid-i Nebi Şerif, Ramazan gibi dini günlerde hala bu filmi yayınlamaya oldukça heveslidir.
Suriye asıllı Amerikalı yönetmen, yapımcı ve sinema oyuncusu Akkad, uluslararası diğer yönetmenlerden çok daha farklı bir vizyona sahipti. Zirâ dünyadaki mevcut baskı ve güç mantığına karşı duruşuyla yeni bir yönetmenlik üslubunu benimseyen Akkad'ın filmleri, işgal altındaki halklar ve çarpık imajlı kişilere karşı Arap ve Müslüman zaferini yansıtıyordu.
45 yıl boyunca yönetmenlik, yapımcılık ve oyunculuk yapan Mustafa Akkad, bir dizi Arap ve uluslararası film festivalinde kazandığı ödüllerin yanı sıra Arap ve yabancı liderler tarafından da ödüllendirilmiş, eski ABD Başkanı Bill Clinton tarafından onurlandırılmıştı. Bir Şam Film Festivali’nde daha onurlandırılacakken, vefatı buna mani olmuştu.
Amerikan zihniyetini idrak etmeye önem veren Akkad, orada geçirdiği 23 yıl boyunca bu karmaşık toplumun şifresini çözme imkanı bulmuştur. Böylece daima kendi odak noktasında bulunan medya aracılığıyla bu topluma en iyi şekilde hitap edebilmiş; medyayı Batı ile yapılacak uygarlık savaşında kullanması gereken bir silah olarak görmüştür. Hollywood'da birçok Arap yönetmen bulunmasına rağmen Arap dünyasında, Batı dünyasında ve uluslararası düzeylerde, diğerleri anılmaksızın, Akkad'ın ismi öne çıkar. Bu yaratıcı zihnin sırrı ise, geleneklerini, milliyetini ve dinini muhafaza etmesidir. Eserlerinin İslam'dan ve İslam medeniyetinden yoksun kalarak sömürgecilik saldırısı karşısında hayatta kalma mücadelesini ifade etmesi, kendisine diğerlerinden daha özel bir derinlik katmıştır.
"Medya veya film sektörü, bir tanktan daha güçlüdür", "Bir tutam öfke ya Arap milleti", "Kıymetini bilmediğimiz taktirde medeniyetimizi nasıl Batı'nın seviyesine ulaştırabiliriz?"
Merhum Suriyeli uluslararası yönetmen Mustafa Akkad'ın Arap dünyasına iletmeyi sevdiği mesajlardan kesitlerdi bunlar.
Batı'nın medya araçlarıyla bağdaşan sinemaya yöneltilen mesajın önemini kavrayan yönetmen Akkad, Orta Doğu'daki meselelere hizmet eden ve Doğu'ya iyi birer ışık tutan filmler yapma çabasının bilincinde olarak bunları söylemişti. Ancak uluslararası sinemada yürüme hayalini geride bırakarak 11 Kasım 2005'te Amman'daki bir otelde yaşanan patlama sonucunda aramızdan ayrılmıştı.
Mesela milattan sonra 6. yüzyılda Mekke'de, Resulullah'ın (s.a.v) İslam davetiyle gönderildiği dönemde geçen Çağrı filmi, Arap edebiyatının usta isimlerinden Tevfik el-Hakim, Abdulhamid Cude es-Sahhar ve Abdurrahman eş-Şarkavi tarafından yazılmıştı. Nitekim film, Arapça ve İngilizce versiyonlarına Arap dünyasından ve dünyadan yıldız isimlerin katılmasıyla insanlık tarihindeki bu önemli merhaleyi belgeleyen en önemli film haline gelmişti. En az 30 dile çevrilen Çağrı filmi, İslam dünyasının en çok izlenen filmi sayılır. Öyle ki bugün dahi televizyon kanalları Mevlid-i Nebi Şerif, Ramazan gibi dini günlerde hala bu filmi yayınlamaya oldukça heveslidir.
İkinci film ise Libya halkının sömürgeciliğe karşı direniş destanı: Çöl Aslanı Ömer Muhtar
Akkad, 1981 yılında ikinci şaheserini sundu. Bu şaheser, Libyalıların 1929'da İtalyan sömürgeciliğine karşı direnişini, halk ile beraber sömürgeciliğe karşı duran ve Libya devrimine öncülük eden Libya kahramanı Ömer Muhtar'ın hayatını konu alan "Çöl Aslanı Ömer Muhtar" filmiydi. Filmde Mussolini oradaki isyana karşı koyması için Rodolfo Graziani adlı bir subay gönderecek ve Ömer Muhtar'ı ortadan kaldırmaya çalışacaktı. Polonyalı yazar Harry Craig'in kaleminden çıkan filmde, Ömer Muhtar karakterini yönetmen Mustafa Akkad ile ikinciye işbirliği yapan uluslararası sanatçı Anthony Quinn canlandırmıştı. Quinn'in yanı sıra, başrollerde birçok yıldız isim oynamıştır.
Akkad, yalnızca Arapları veya Müslümanları değil, halkın tüm sınıfları, tüm dinleri ve tüm mezheplerini etkilemişti. Ölümü ardından, George isimli Şamlı bir Hristiyan, Akkad ile ilgili şöyle söylemişti: "İnanmıyorum, çok şaşkınım... Merhum Akkad, bir hafta kadar önce ABD'de bir programda konuşuyor, bizi gururlandırıyordu. Dün duydum ki kendisi yaralanmış, kızı ise ölmüş! Bugün de ölüm haberini aldım. Sesi daima iyimser gelen, harika ve hayat dolu biriydi. Elveda gururumuz! Tanrı kızına da rahmet eylesin."
Yurtdışında yaşayan Şamlı bir Müslüman Muhammed Mümin ise onun hakkında şunları söylüyor: "Allah sana rahmet eylesin Mustafa. Başladığın mücadelede kayalar arasından bir yol açtın. Zirveye ulaşana kadar çok sıkıntı çektin. Ne hile yaptın ne yoldan çıktın ne de insanlara fayda sağlamak için seçtiğin hedeften uzaklaştın. Kendinden çok ödün verdin, hayatını insanlık için en iyi ve en faydalı olanı aramakla geçirdin. Sonunda şehit düştün. Eserlerin ise asaletine ve samimiyetine şahitlik etmeye devam ediyor."
Mustafa Akkad'ı, birçok genç ve hatta sanat ve eğitim kurumları için yaratıcı ve değerli bir sembol haline getiren de budur. Bunun en güzel örneği, Gaziantep'teki Önder Dayanışma ve Kalkınma Derneği kapsamında Mustafa Akkad Sinema Kulübü'nün kurulmasıdır. Söz konusu dernek; her yaştan bireyin desteklenmesini, toplumun olumsuzluklardan korunmasını, savaştan etkilenen insani durumların yönetilmesini sağlayan, güvenli ve istikrarlı bir ortam yaratmayı amaçlayan Koruma Programı da dahil olmak üzere birçok programa sahiptir.
Önder Dayanışma ve Kalkınma Derneği'nin Koruma Programı dahilinde bir Kimlik Koruma Projesi bulunmaktadır. Bu proje, Arap dünyasının karşı karşıya olduğu büyük zorluklar ışığında kültürel kimliğimizi korumayı, toplumu inşa etmedeki güçlü kültürel rolü geri kazanmayı ve kimliğimizi yok olmaktan koruyarak güçlendirmeyi amaçlıyor.
Dernekten Üstad Ahmed Muhaymid, Mustafa Akkad'ın kulüpteki tezahürlerini şu sözlerle anlatıyor:
Mustafa Akkad Forumu, derneğin kültürel projelere verdiği önem bağlamında ortaya çıkıyor. Zirâ sinemanın önemi, kanun ve esaslarla sınırlandırılmış bir medya olmasından ziyade toplumsal meseleleri netleştirebilen ve sesini objektif olarak yayabilen bir medya olmasından kaynaklanıyor. Bu kulüp; çocukları resim, müzik, tiyatro gibi konularda eğiten kültürel seçkinlik kulüpleri, Ömer Ebu Rişe Şiir Forumu ve Mustafa Akkad Film Forumu'na ek olarak İbn Rüşd Kütüphanesi ve kitap atölyeleri gibi etkinlikler içeren projenin bir parçası niteliğinde.
Mustafa Akkad isminin seçilme sebebi ise, onun bir lider, bir yazar ya da bir savaşçı değil de sanatı ve sinemayı kültürel bir mesaj ve toplum mirasına ait halis bir bağ olarak kavrayan, sanatsal katkılarıyla milletinin kültürel ve yaratıcı tarihine en geniş kapılarından giren bir kişi olmasıdır.
Mustafa Akkad Forumu, sinemaya neler sunuyor?
Forum; derneğin merkezleri kapsamında Gaziantep ve Nizip'te olmak üzere Türkiye'de, aynı zamanda Cerablus, Afrin ve El Bab'ta olmak üzere Suriye'de toplamda beş merkezde yer alıyor.
Forumda iki ayda bir, her gruba ikişer kez olmak üzere, hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik filmler gösteriliyor. İzlenecek filmler, dernek bünyesinde yer alan, çocuk grubu ve yetişkin grubu olmak üzere ikiye ayrılan bir heyet tarafından seçiliyor. Çağlar boyunca insanların çektiği sıkıntıları ele alan film ve belgeseller, sanatsal değerleri olan, yönetmeliğe uygun, izleyiciye ahlaki değerler katan filmler tercih ediliyor. Film başlıkları söz konusu iki gruba sunuluyor, onlar da seçtikleri filmleri bizimle paylaşıyorlar.
Forumun karşılaştığı sorunlar nelerdir?
Forumun planlandığı saatlerde toplanmasını engelleyen en büyük sorun, Kovid-19 salgını. Ancak bu sorun, film bağlantılarının gruplara sosyal medya üzerinden gönderilmesiyle çözüldü.
Bir diğer sorun ise zaman zaman yaşanan devamsızlık. Ancak bazen sadece dört beş kişi olduğu halde program sonuna kadar sürdürülüyor.
Sizce Akkad, devrim gölgesinde yetişen nesil için ne anlama gelmekte?
Doğrusunu söylemek gerekirse devrimin ifade ettiği, kamuoyuna sunulan en önemli şey, rejim suçlarının kamera aracılığıyla belgelenmesiydi. Başlarda belgeleme pek profesyonel değildi. Tıpkı Ömer Muhtar filminde sömürgecilerin suçlarının aşikar olması gibi, kamera ve fotoğraf aracılığıyla mesajlar ileten, Mustafa Akkad ruhuna sahip birçok insan tanıyoruz. Rejim suçlarını kameraya çeken gençler de bu kişilerdendir.
Sonuç itibariyle, Akkad'ın hayata birçok eser getirme fikrinden daha geniş bir vizyona sahip olduğu söylenebilir. Milletinin taşıdığı mesaj düzeyinde Arap ve İslam ruhuyla uluslararası prodüksiyon seviyesinde bir film şehri yahut bir sinema kompleksi hayali kuruyordu. Bu şehir bir yere inşa edilmeyecek, taşınabilir stüdyolar halinde olacaktı. Bu alandaki ABD deneyimini aktarmaya kararlıydı ancak koşullar ve kader buna mani oldu. Allah rahmet eylesin diyelim.