Maysalun Kahramanı: Yusuf el-Azma
Reşid Şeyho
Maysalun Muharesi’nde Azma liderliğindeki Suriye halkı kadın-erkek hep birlikte kahramanca savaşmışlardı
Fransızlara karşı verilen savaşta 400 asker ve sivil ile birlikte Yusuf el-Azma da şehit düşmüştü
Günümüz uluslararası sahnesinde çeşitli olaylar ile karşı karşıyayız. Artlarından gelecek nesillerin yolunu aydınlatma uğruna mum misali eriyenlerin yolundan ilerlemek için ruhlarımızın tazelenmesini, nesillerimizin silkinip kendine gelmesini istiyoruz. İnsanlık yolunda kendilerini feda ederek ölümsüz hale gelen bu zâtlara hürmet etmeliyiz.
Dilimin ucunda ölümsüz kahramanlar var. Topraklarımızın ağızlarına layık olmadığını ve olmayacağını sömürgecilere öğreten, Suriye'nin özgür ve gururlu bir vatan olarak kalması uğrunda hayatlarını veren kahramanlar, mücahitler bunlar. Bu kahramanları zikrederken aslında tarihimiz ile gurur duyuyoruz. Tarihi şimdiye uyarlayarak bakışlarımızı geleceğe çeviriyoruz. Onurla, gururla yaşama uğruna hayatlarını feda eden kahramanlardan bahsetmeye devam edelim.
Var olan güç dengesizliğinin farkında olsa dahi sömürgeciliğe ve saldırganlığa karşı çıkan, düşmanların ülkesinin topraklarını çiğnediğine şahit olan Suriye eski Savaş Bakanı şehit Yusuf el-Azma’dan bahsedeceğiz.
Kahramanımıza genel bir bakış
Tam adıyla Yusuf bin İbrahim bin Abdurrahman bin Muhammed bin İsmail bin İbrahim bin İsmail Paşa Âli el-Azma, 29 Nisan 1884'te Şam'ın eş-Şagur semtinde Şamlı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisi kültürlü bir askerdi. Birkaç farklı dili iyi derecede biliyordu.
1906 yılında İstanbul merkezli Yüksek Harp Okulu'ndan Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun olan Yusuf el-Azma, Almanya'da dövüş sanatları alanında uygulamalı eğitimini tamamlayarak Birinci Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan, ardından Avusturya cephelerine geçti.
İtilaf devletlerinin kurduğu komplo
8 Mart 1920'de Faysal bin Hüseyin, anayasal yoldan Suriye Kralı ilan edildi. İtilaf devletleri ise Suriye'de ilan edilen bağımsızlığı tanımadı. 24 Nisan 1920’de düzenlenen San Remo Konferansı'nda Suriye'nin Fransız mandası altına alınmasına karar verildi.
Gouraud’ın ültimatomu
General Gouraud, 14 Temmuz 1920 tarihinde Faysal'a kayıtsız şartsız teslim olması yönünde ültimatom verdi. Cevap verilmesi için belirlenen süre içerisinde bakanlar ile bir araya gelen Kral Faysal, ültimatomu kabul etme niyetindeydi. Ancak Savaş Bakanı Yusuf el-Azma, reddetmesinden taraf oldu. Kral Faysal Fransızlara yanıt vermek için ordunun dağıtılması gibi adımlar atmaya başlasa da General Gouraud Kral Faysal'ın onay telgrafının verilen süre sona ermeden kendisine ulaşmadığı bahanesiyle 24 Temmuz 1920'de Şam'a doğru harekete geçti.
Nitekim her zaman kendi çıkarlarını gözeten itilaf devletlerinin, -halkları ve liderleri bu uğurda kullandığı, zaten tutmayacakları sözlerle kandırma yoluna gittikleri bilinen bir gerçektir. Kararı önceden belli olan Gouraud’ın verdiği bu ültimatom, Suriye'nin işgal edilmesine bahane teşkil edecek bir tuzaktır sadece.
Maysalun Muharebesi
Böylece asıl niyetin Suriye’nin işgal edilmesi olduğunun anlaşılması üzerine kahraman Yusuf el-Azma liderliğindeki vatanseverler, bu bariz saldırı karşısında hem kendilerinin hem de vatanlarının onurunu korumak için tüm güçleriyle direnmek zorunda kaldı.
Maysalun Muharebesi’ne göğsündeki iman ile çıkan Azma, askerleri ile omuz omuza verdiği savaşın neticesini tahmin ettiği halde geri çekilmedi. 24 Temmuz 1920 sabahı, eşit şartların olmadığı bir savaşta General Goybet liderliğindeki Fransız sömürge ordusuyla çarpıştı. Askerler vatan toprağını savunmak uğruna ölüme meydan okudular, ancak Fransız ateş gücü oldukça şiddetliydi. Nitekim bu uğurda yaklaşık 400 asker ve sivil ile birlikte Yusuf el-Azma da şehit düştü ve yine şehit olduğu yere defnedildi. Maysalun’da onunla birlikte savaşanlar arasında Şam kırsalındaki el-Meliha köyünden Zeynep el-Gazzavi gibi kadınlar vardı. Erkek kılığına giren Gazzavi, İslamın erken dönemlerindeki mücahideler gibi kahramanca savaştı. Gazzavi savaştan döndüğü sırada dudaklarından “Kardeşlerim Mustafa ve Mahmud ile eve döndüm. İçim acıyor, zirâ Maysalun'da Allah bana ulu kahraman Yusuf el-Azma’nınki gibi bir şehitlik onuru bahşetmedi” kelimeleri döküldü.
Sayı ve kabiliyet bakımından iki taraf arasındaki büyük farklılıklara rağmen Suriye tarafında kadın ve erkeklerin topyekûn savaş alanına akın gitmeleri, halkın işgalden kurtulma yönündeki güçlü arzusuna işaret ediyor.
Savaşın yankıları
Kral Faysal, Azma ve beraberindekilerin şehadetini duyduğunda “Tarihte benzeri görülmemiş bir saldırıya karşı canını verenler için başımı saygıyla eğiyorum” ifadelerine başvurdu. Siyasetçi yazar Abdurrahman Şahbandar ise “Ölümün protokollerinden geçmelerine rağmen ölmeyip yaşamakta ısrara eden adamlar vardır” vurgusunda bulundu.
Yusuf el-Azma’nın kahramanlığının anlatıldığı şiirler modern çağda da Arap şiirinin ön saflarında yer alıyor. Maysalun ve şehidi, Arap ülkelerindeki ve diasporadaki Arap şairleri oldukça etkilemiştir. Zirâ milli duyguların nabzı yoğundur; çekilen acılar insanları bir araya getirir.
Nitekim Maysalun Muhaberebesi’ne dair çok şey söylenmiş, yakın tarihlerde yaşayan şairler bu muhabereyi kaleme almıştır. Mısır’dan Emîru'ş-Şu'arâ lakaplı Ahmed Şevki, bu konudaki şiirinde şöyle söyler:
سأذكر ما حييت جدار قبرٍ ...... بظاهر جلق ركبَ الرمالا
مقيمٌ ما أقامت ميلسون ....... يذكر مصرَعَ الأَسدِ الشِّبالا
Şair Hayreddin ez-Zerkali ise muharebenin kaydedildiği o sevimsiz günden şöyle bahseder:
الله للحدثان كيف تكيد بردى يغيض وقاسيون يميد
تفد الخطوب على الشعوب المغيرة لا الزجر يدفعها ولا التنديد
Arap şairlerinin Yusuf el-Azma’nın şehadetini kâğıda dökmeleri, Arap saflarının birliğin bir kanıtıdır.
Günümüzde dahi hafızalarda kayıtlı kahraman Yusuf el-Azma, Fransız askerlerinin sayıca üstün oluşuna rağmen vatanı için elinden geleni ardına koymamış, işgalcilere boyun eğmeyi reddederek şehadete yürümüştür.