Lubana El Kuntar Artık Türkiye’de
Zeynep Şahin


Prens Fahd el Atraş… 1.Dünya Savaşı’nda, Suriye’de Fransızlara karşı savaşan en önemli Dürzi liderlerden birisiydi. Tıpkı aynı aileden olan Sultan Atraş gibi… Atraş ailesi, Fransızlar tarafından kendilerine sunulan özerklik karşılığında işbirliği teklifini reddetmişler ve direnişi başlatmışlardı.

Fahd el Atraş’ın bir özelliği daha vardı. Osmanlı’nın son dönemlerinde Manisa/Demirci kaymakamlığı yapmış ve 1912 senesinde yani 1. Dünya Savaşı’ndan iki sene önce gelmişti Dürzi dağlarına.

Ve bu direnişçinin oğlu Ferid el Atraş ve kızı Esmahan, Arap müziğinin en önemli seslerinden olacaktı. Esmahan, 1944 senesinde henüz 31 yaşındayken bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti ancak asla unutulmadı. Ferid el Atraş ise çok sevdiği kız kardeşinin acısını kalbine gömdü ve müzik kariyerine Mısır’da devam ederek, 20. yüzyıl Arap müziğinin en büyük isimlerinden birisi olarak herkesin gönlünde yer etti. Besteleri, şarkıları ve çevirdiği filmler ile milyonlarca hayrana ulaştı.

İşte gerek Fransızlara karşı gösterdikleri büyük direniş, gerekse yetiştirdikleri önemli sanatçılar ise tanınan ünlü el Atraş ailesinden gelen, Suriye’nin ilk kadın opera sanatçısı Lubana el Kuntar artık Türkiye’de yaşıyor.

Şam’da doğan ve çok küçük yaşlardan itibaren şarkı söylemeye başlayan Lubana el Kuntar’ın hayatını 2011 senesinden önce ve 2011 senesinden sonra olarak anlatmak mümkün.

Belgrad’ta düzenlenen 1997 Uluslararası Şan yarışmasında ve Brüksel’de düzenlenen Kraliçe Elizabeth şarkı yarışmasında ödül kazanan ilk Arap sanatçı olduğunda,  henüz 20 yaşında bile olmayan Lubana el Kantar, geleneksel Arap müziği üzerine aldığı eğitimin yanı sıra Suriye’nin ilk kadın opera sanatçısı ünvanına da sahip olmuştu. Londra'daki Royal College of Music'te, Hollanda'daki Maastricht Academy of Music'te ve Suriye, Şam Yüksek Konservatuar’ında eğitim görmüştü.

Bir süre daha Avrupa’da eğitimine devam ettikten sonra Şam’a dönen Lubana el Kuntar, burada çığır açıcı bir işe imza atacaktı. O da, Suriye Ulusal Konservatuarı'nda Klasik Arap Şan Bölümü'nü kurmaktı. Bu çığır açan bir olaydı çünkü Suriyeli öğrenciler, ilk kez bir kurumda hem opera hem de geleneksel şan eğitimi alabiliyorlardı. Bir yandan, Orta Doğu'nun çeşitli şehirlerinde performans sergileyen Arap Müziği Şan Topluluğu'nu kurmuştu. Kariyeri boyunca Kennedy Centre, Kahire Opera Binası ve Paris'teki Opera Bastille gibi en prestijli salonlarda sahne alan Lubana el Kuntar’ın hedefi, kendisi gibi müziğe gönül vermiş gençler yetiştirmekti.

Ancak 2011senesinde başlayan ayaklanmaların ardından derslerine ara verdi. Sokakta gençler vurulurken ve en ağır işkencelere maruz bırakılırken, hiçbirşey olmamış gibi davranamazdı. O andan itibaren, tıpkı ataları gibi cesurca halkının yanında duran Lubana el Kuntar, bir süre farklı ülkelerde yaşadıktan ve mülteciler yararına konserler verdikten sonra geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye yerleşti.

Sadece Arap müziğinin yaşayan en büyük kadın seslerinden birisi olan değil aynı zamanda Arap kadınının cesaretinin simgelerinden olan sevgili Lubana el Kuntar, en yürekten seslenişimizle; Hoşgeldin, diyoruz.