İmam Gazzâli’den “İnsan Nasıl İnsan Oldu”

İnsan, insan olduğundan beri, en temel meselesini oluşturan o soruyu sorar: “Ben kimim ve nasıl bu hâli aldım?” Yeryüzünde hiç kimse söz konusu soruya geride başka bir soru(n) kalmayacak şekilde net cevap vermez, veremez… Böylelikle insanın, bu esrarlı evrende bir sır olarak kalması, varoluşunun en temel dinamiğini oluşturur. Hayatın imtihan olması biraz da bu sırrın sır olarak kalmasına bağlı değil midir?

Horasan bölgesinin Tus şehrinde 1058 yılında (Hicri 450) doğan ve aynı şehirde vefat eden İmam Gazzâlî’, beşyüze yakın kitap yazarak, İslam düşüncesinin gelişimine büyük bir katkı sağlamıştı.

Büyük İslam âlimi Îmam-ı Gazzâlî’nin önemli eserlerinden olan “İnsan Nasıl İnsan Oldu?”, Muhammed Yazıcı’nın titiz çalışması ile Türkçeye tercüme edilerek, Ketebe Yayınları tarafından yayınlandı.


Kalıcı Hüzünler Diyarında Anlık Bir Kahkaha

Kalıcı Hüzünler Diyarında Anlık Bir Kahkaha, Fransa’da yaşayan Suriyeli genç yazar ve yönetmen Fares ez Zehebi’nin yedinci kitabı ve Türkçeye çevrilen ilk eseri.

…Dam Üstünde Edebiyat Topluğu, Jacques Chirac ile Karşılaştığımda, Güneşin Altında Vesikalık Fotoğraf, Gülmek Çok Pahalı ve Mutluluk Diyarı…

Beş uzun öyküden oluşan kitap, farklı karakter ve olay örgülerinin iç içe geçtiği, güçlü bir ironik dile sahip. Büyük bir trajedinin kurbanı olan Suriye halkının yaşadıklarını kara mizah şeklinde şeklinde hikayelendiren yazar, okurlarını ağır bir toplumsal imtihandan geçen farklı karakterlerin dünyasına götürüyor.

Suriye edebiyatının en iyi genç yazarlarından olan Fares ez Zehebi, güçlü kalemi ve şaşırtıcı karakterleriyle, kimi zaman hüzünlü, kimi zaman eğlenceli, hafızalardan silinmeyecen bir edebi serüvene sürüklüyor okurları.

Tuğbanur Akyol tarafından Arapçadan çevrilen kitap, Farabi Kitap etiketiyle raflarda yerini aldı.

Böyle Buyurdu İbn-İ Arabi

İbn Arabî’yi hatırlamak, yaşam sorunlarının birikmiş olduğu günümüz dünyasında bir ilham kaynağı olabilir. Zira onun da temsilcilerinden biri olduğu manevi tecrübe, edebi ve sanatsal tecrübenin kaynağı olduğu gibi aynı zamanda din ve sanatın birleştirici bir çerçevesini oluşturur. İbn Arabî’yi günümüze taşımanın genel bağlamdaki önemi budur.

İslami bağlamda onu günümüze getirmek (ve bir kez daha marjinal ufuktan orta çizgiye geri almak) ise; yirminci asrın son yıllarındaki bazı selefi yöneliş, fikir ve görüşlerin tüm İslami söylem üzerindeki hakimiyeti sebebiyle en az önceki kadar önemlidir.

Mısırlı düşünür ve yazar Nasr Hamid Ebu Zeyd’in “Böyle Buyurdu İbn-i Arabi” isimli önemli kitabı, Numan Konaklı’nın Arapçadan tercümesiyle ve Mana Yayınları etiketiyle Türk okurlarına sunuldu.

Sûfilerin Ahlakı

Ünlü mutasavvıf-âlimlerden Ebû Mansûr Ma‘mer el-İsfahânî’nin (ö. 418/1027) kaleme aldığı bu eser, küçük hacmine rağmen, tasavvufun dînî ilimlerle ilişkisini, sûfîlerin temel yaklaşımlarını ve tasavvufun tartışmalı konularını “edep” kavramı etrafında başarılı bir şekilde örgütleyerek kendisinden önceki tasavvuf literatürünün kapsamlı bir özetini verir. Sûfîlerin yolunu “tasavvufî” duyarlılıktan ödün vermeden izah eden Edebü’l-mülûk, bu yönüyle hem tasavvufun ne olduğunu öğrenmek isteyen genel okuyucu için hem de tasavvuf araştırmalarında gözden kaçan boşlukları doldurabilmek için vazgeçilmez bir eser mesabesindedir.

İsmail Arslan tarafından çevrilen bu önemli eser, İnsan Yayın etiketiyle raflarda yerini aldı.