Büyük Suriye Devrimi Lideri: Allâme Bedruddîn el-Hasenî
YAZAN: ABDÜLCEVAD HARDAN


Batıla karşı savaşmasıyla ünlenen Hasenî, hizipçilerin aksine Fransız işgalini ortadan kaldırmak için başlatılan büyük Suriye devriminin fitilini ateşleyen kişidir

Bedreuddîn el-Hasenî’den icazet almak için farklı ülkelerden gelen alimler kendisinden övgüyle bahsetmiş ve onu zamanının kutbu olarak nitelemişlerdir.

Umulur ki Şeyh Bedruddîn gibi liderlerin ortaya çıkması, İslam ümmetine son nefesinde Allah’ın inayetini ve yardımını tattırır.

Bedruddîn el-Hasenî Şam’ın alimlerinden bir muhaddis, mücâhit, züht ve takva sahibi, gecelerini kıyam ve gündüzlerini sıyam ile geçiren bir zattı. Şam’da Eşrefiyye’deki Dâru’l-Hadîs’in yakınlarında dünyaya gelmiştir. Annesi salih, takvalı ve çok ibadet eden bir kadın olan Âişe el-Küzeybî; babası ise Ezher ulemasından olup Dâru’l-Hadîs’i kuran ve imamlığını yapan, önce Mısır’da ve sonra Şam’da döneminin alimleri arasında talim ve telif bakımından en önde gelen alimi Şeyh Yûsuf el-Marâkeşî’dir. Şeyhu’l-İslâm Hasen el-Attâr, el-Allâme es-Sâvî, Şeyh el-Fedâlî ve Şeyh Hasen el-Kuveysenî babasının öğrencilerinden olup Allâme el-Eşmûnî de arkadaşlarındandır.

***

Bedruddîn ilim talebi için on yaşından on üç yaşına kadar ailesinden uzak kalmıştır. Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmiş, babasının vefatından sonra Şeyh Ebû’l-Hatîb’in yanında kalmıştır. İki yıl içinde farklı ilimler hakkında yazılmış metinlerden altı bin beyit ezberlemiştir. Bunlar arasında İbn Mâlik’in Elfiyye’si, Şâtıbiyye, Irâkî’nin hadis elfiyyesi bulunmaktadır. Bu metinleri şerhleriyle birlikte tekrar okuduğunda henüz on sekiz yaşına basmamıştır. Yine yirmi yaşına ulaşmadan önce bu metinlerin bazılarına şerhler yazmıştır. Buhari ve Müslim’in Sahihlerinden başlayarak birçok hadis kitabından senetlerle birlikte ezberler yapmıştır. Çeşitli ilimler hakkında eserlere ve muhteşem bir el yazması kütüphanesine sahiptir. Emevî Camiinde aklî, naklî ve deneysel ilimlere de dalmak suretiyle hadis dersleri vermiştir. Beyzâvî tefsirini ezbere okutmuştur. Mısır, Hicâz, Astana gibi birçok şehir gezmiştir. Derslerine katılmak ve ondan icazet almak için farklı ülkelerden ona gelen alimler kendisinden övgüyle bahsetmiş ve zamanının kutbu olarak nitelemişlerdir. Şeyh Muhammed Buhayt ve Şeyh el-Kettânî ondan ders alanlar arasındadır. Daha sonra yedi yıl boyunca uzlete çekilerek kendini hadis ilmine adamış ve hadiste bir otorite haline gelmiştir.

Osmanlı Devleti’nde ordu müftüsü olarak görev almasına karşın fetva vermede çekinceli davranmış ve çoğu zaman fetvaları bazı öğrencilerine yönlendirmiştir. Astana’daki şeyhülislam onun hakkında “O İslam aleminin kutbudur.” demiştir. Daha sonra Kral Faysal döneminin şeyhülislamı olmuştur. Yöneticiler karşısında insanlar için aracılık etmiş, dünyanın farklı bölgelerindeki yönetici ve emirlere insanları adaletle yönetmeleri ve hakkı ikame etmelerini teşvik ettiği mektuplar yazmıştır.[1] Batıla karşı savaşmasıyla ünlenen alim, milliyetçiler ve hizipçilerin aksine Fransız işgalini ortadan kaldırmak için başlatılan büyük Suriye devriminin fitilini ateşleyen kişidir. Evet, büyük Suriye devrimine (1925-1927) doğrudan sebep olan şeyler vardır. Fransızların vatanperver gruba yaptıkları zulüm bu sebepler arasındadır. Ancak devrim ateşini yakarak komutanları yönlendiren asıl kişi Bedruddîn el-Hasenî’dir (Allah ona rahmet etsin). “Büyük muhaddis efendimiz Şam şehirlerine giderek Fransızlara karşı halkı cesaretlendirmiştir. Suriye devriminin rüzgârı ülkenin her yanına yayılana kadar yolculuklarına devam etmiştir.” Ahrâr gazetesi dördüncü yılı olan hicri 1345 yılı Şaban ayında yayınlanan 678. sayısındaki raporda Fransız yüce temsilcisi, büyük muhaddis Bedruddîn el-Hasenî’nin devrime davet eden kişi olduğunu ifade etmiştir. Bu rapor Fransız hükümeti tarafından Milletler Cemiyeti’ne; Bedruddîn el-Hasenî’nin devrimciler üzerinde etkili olmasından, devrimi maddi-manevi besleyen asıl kişi olmasından ve onun ülkeye etkisinin devrim hareketini ateşlemesinden şikâyet etmek üzere sunulmuştur.[2]

Devrimin Ortaya Çıkışı

Büyük Suriye devrimini harekete geçiren doğrudan sebebi görmezden gelen bazı yazarlar vardır. Bu yazarlar devrimle ilgili her şeyi vatanperver komutanlara ve bazı Dürzilere nispet etmektedir. Oysa bunlar, Bedruddîn el-Hasenî harekete geçip devrimi ateşleyene kadar fikrî devrime davet etmekle yetinmişlerdir. (Şam’ın alimleri Şeyh Bedruddîn el-Haseni ve Şeyh Ali ed-Dakar bölge bölge gezip insanları silahlanmaya, silah kullanmayı öğrenmeye ve düşmana karşı hazırlanmaya davet ediyorlardı. Şeyh Bedruddîn ve Ali ed-Dakar şöyle diyordu: “Hırsız malınızı ve dininizi çalmak için evinize girdi. Hazırlanın ve atış talimi yapın.” Onlar devrime davet eden ve halkı düşmanla savaşmaya teşvik eden ilk kişilerdi. Devrim komutanlarından Âl-i Ğubûr evindeki toplantıya katılmalarını ve onlarla anlaşmalarını talep etmişlerdir. Bu toplantıda Gutalı erkeklerle mücahitlerden oluşan bir komisyon kurularak kimse Gutalı erkeklere itiraz etmeden mücahitlerin ihtiyaçlarının temini hedeflendi. Bu komisyon tek başına silah, mal, cephaneleri temin edip devrim komutanlarına dağıtma görevini üstlendi.)[3] Komisyonda Şeyh Bedruddîn’in bazı öğrencileri de yer almaktaydı. Bunlar arasında Şeyh Muhammed Îsâ el-Kürdî, Şeyh Muhammed el-Eşmer ve meşhur güvenilir alimler bulunmaktaydı. Bölgelerini güzel bir şekilde temsil etmişler ve millet meclisinin beğenisini kazanmışlardır. “Âl-i Ğubûr evinde ve Dâru’l-Hadîs’te Guta’nın toplantısından sonra Şeyh Bedruddîn genç öğrencisi Muhammed el-Eşmer’i yanına çağırarak ona kapalı bir kitap vermiş, dağa çıkarak bu kitabı Sultan el-Atraş’a teslim etmesini istemiştir. Görevi layıkıyla yerine getirip dönmesinin ardından hocası Şeyh Bedruddîn onu Guta’ya giderek devrim için adam toplamak ve anlaşmalarını sağlayarak ihtilaflarına bir sınır koymak, insanlara güç uygulamalarına engel olmakla görevlendirmiştir. Şeyh el-Eşmer gittiği yerdeki insanlarla bir araya gelmiş, bazı farklılıklar dışında herkese hakkını ve hak ettiği makamı vermiş, adamları dört gruba ayırmıştır. Bu toplantıya Şeyh Tâhir el-Cezâirî de katılmıştır.”[4]

***

Suriye’nin Fransız işgalinden temizlendiği ve Fransızların ülkeyi tahliye ettiği 17 Nisan 1946 tarihine erişip de eda ettiği cihadın meyvelerini göremeyen Şeyh Bedruddîn, bu tarihten önce vefat etmiştir. Ancak bu mücadele olmasaydı Suriye de eriştiği bu kurtuluş ve başarıya ulaşamayacaktı.

Suriyelilere kötü bir azapla baskın gelen işgalin temsilcileri, köleleri, rahipleri ve çetelerinin pisliğinden Suriye’yi temizlemek için bugün Şam’ın muhaddisi Şeyh Bedruddîn el-Hasenî gibi birisine daha çok ihtiyaç vardır. Umulur ki Şeyh Bedruddîn gibi liderlerin ortaya çıkması, İslam ümmetine son nefesinde Allah’ın inayetini ve yardımını tattırır. Allah ne güzel Mevla, ne güzel yardımcıdır.

[1] Ahmed Teymûr Paşa, A‘lâmu’l-Fikri’l-İslâmî fî’l-Asri’l-Hadîs, s. 273-288.
[2] Muhammed Riyâd el-Mâlih, Âlimu’Ümme Bedruddîn el-Hasenî, s. 292-303.
[3] Lecnetu’d-Dirâsâti’t-Târîhiyye, el-Mücâhidu’s-Sâmit Muhammed el-Eşmer, s. 77.
[4] Aynı eser.