Arapça ve Türkçede Kullanılan Müşterek Atasözleri ve Deyimler

Arapça ile Türkçe arasında kelimelerin müşterekliğinden çok daha fazlası var. İki dildeki ifade ve üsluplar, deyim ve atasözleri, belagat sanatları ve aruz vezinleri de ortak. Bu makalede bunlardan bazılarını inceleyeceğiz.

Türk ve Arap atasözleri, hem anlam hem de görünüş açısından benzerlik gösteriyor. Nitekim Arap atasözleri Türk dilini etkilediği gibi, ondan etkilenmiştir de. Türk edebiyatı da birçok atasözünü Arap diliyle paylaşmıştır.

Dünya halkları için son derece önem arz eden atasözleri, insan hayatını ve bilgeliğini temsil ettiği gibi tecrübelerin de özet halidir. Hiç şüphesiz edebiyatın en iyi sanatlarından biri olan atasözleri, hem halkın hem de bireylerin günlük yaşamında derin ve geniş bir etkiye sahiptir.

Diller üzerinde yoğunlaşanlar, dillerin kültürlerini ve bu dilde konuşanların fikirlerini tanıma fırsatı elde eder. Farklı dünya dillerindeki atasözleri ve hikmetli sözler arasındaki benzerliği gören bir öğrenci, hayrete düşebilir. Bu yakınlık, bize aslında insanlar arasındaki yakınlığı, dünya kültürleri arasındaki etkileşimi anlatıyor.

Türk ve Arap atasözleri, hem anlam hem de görünüş açısından benzerlik gösteriyor. Zirâ Arap atasözleri Türk dilini etkilediği gibi, ondan etkilenmiştir de. Türk edebiyatı de birçok atasözünü Arap diliyle paylaşmıştır. Araplar ile Türkler sahabe döneminden Osmanlı dönemi sonlarına kadar çeşitli dönemlerde yüzlerce yıldır birlikte yaşadıkları, aralarında pek çok ortak nokta bulunduğu için bunda şaşırılacak bir şey yok. Dolayısıyla bir arada yaşamaları ve ortak bir kültürü benimsemeleri, düşüncede de yakınlaşmalarını sağlamıştır. Bunun da insanların deneyimlerini, yaşam normlarını ve toplumsal özellikleri ifade eden deyim ve atasözlerini paylaşmak gibi birçok sonucu olmuştur.

Bu deyim ve atasözlerinden bazıları şunlar:

   

لم يصدق عينيه
Gözlerine inanamamak
Beklenmedik bir şey görüldüğünde kullanılan bu söz, genellikle şaşırma ifadesidir; görülen şeyin tasavvurun da ötesinde olduğunu tabir eder.
 
أدار ظهره -أعرض عنه
Sırt çevirmek
Birine artık önem vermeyen, onu terk ve reddeden, ona artık yardım etmeyen ve onu hayal kırıklığına uğratanlar kişiler için kullanılır.
 
فتّتَ كبده
Ciğeri parçalanmak
Başa talihsiz, üzücü veya acımasız bir olay geldiğinde bundan son derece etkilenildiğini ve perişan olunduğunu anlatırken kullanılır.
 
وقع في يده
Eline düşmek
Kendisine muhtaç olmak istenmeyen bir kişi, rakip veya düşmana muhtaç olunduğunda kullanılır. Diğer yandan bir çıkış yolunun kalmadığı, çaresiz kalındığı zaman da bu deyime başvurulur.
 
على عيني ورأسي
Başım gözüm üstüne
Hem minnettarlık, saygı ve muhabbeti, hem de sıcak karşılamayı, misafirperverliği ve cömertliği ifade eden bu deyim, Araplar ve Türkler gibi Kürtler ve diğer bölge halkları tarafından da yaygın bir şekilde kullanılır.
 
زمّ شفتيه
Dudak bükmek
Hoşnutsuzluğu ve memnuniyetsizliği ifade eden bu deyim, bir söylem veya tutuma itiraz edildiğini gösterir. Aynı zamanda bir mimiktir.
 
على مقدار لحافك مد رجليك
Ayağını yorganına göre uzat
Bir kişinin, gücü ve imkanı dahilinde hareket etmesi ve bunun ötesine geçmemesi gerektiğinde söylenir. Örneğin kendisinden zengin olan biriyle boy ölçüşmek için maddi gücünün sınırlarını aşan birine "Ayağını yorganına göre uzat" denir.
 
لا تؤجل عمل اليوم إلى الغد
Bugünün işini yarına bırakma
Bu nasihat, işlerin zamanında yapılması, ertelenmemesi gerektiği anlamını taşır.