Akıllardan çıkmayan yazar: Abdurrahman Münif
Ahmed Mazhar Sadu


Abdurrahman Münif romanlarında adetin yahut mekanların dahi aynı kalmadığı, aidiyet ve kimlik biçimlerinin bile değiştiğine insanlık durumlarına dikkat çekiyor

Abdurrahman Münif, geçtiğimiz yüzyılın en önemli Arap yazarlarındır ve aynı zamanda hapishane edebiyatının da öncülerindendir

Yazar ve romancı Abdurrahman Münif’in eserleri, 1900’lü yılların son çeyreğinde yazılmış en önemli edebi eserlerdendir. 40’lı yaşlarında roman yazmaya başlayan, ruhunu adeta kâğıda döken Münif, Arap toplumlarındaki ıstırapları kaleme almıştır. Romanları Necib Mahfuz’unkiler ile benzerlik gösterir.

Kendisi, baba tarafından Suudi, anne tarafından ise Iraklıdır. 29 Mayıs 1933’te Amman’da doğan Münif, lise eğitimini burada tamamlamıştır. Bağdat’taki Hukuk Fakültesi'ne kaydolmak için Irak'a gitmiş, ardından eğitimini tamamlamak için Mısır’a geçmiştir. Yüksek öğrenimi için ise Belgrad’a giden Münif, 1961'de ekonomi alanında doktora yapmıştır. Şam’da dünya evine girdiği Suriyeli Suad Kavadri’den üç oğlu, bir kızı vardır.

1962’de Humus’ta düzenlenen konferansa kadar Arap Sosyalist Baas Partisi Ulusal Komutanlığı üyeliği bulunan Münif, konferansın ardından ise parti ile ilişiğini kesmeye karar vermişti. Küresel emperyalizmin temsil ettiği Batı hegemonyasına karşıydı. Saddam Hüseyin rejimine karşı çıkmış, ancak aynı zamanda 2003'te ABD'nin Irak’ı işgalini de reddetmişti. 1963'te Suudi pasaportu elinden alındı.

Gazetecilik kariyeri 1973'te Beyrut'ta Lübnan merkezli “el-Belag” (Bildiri) dergisine girişi ile başlayan Münif, aynı yıl ilk edebi eseri “Ağaçlar ve Merzuk Suikastı” romanını yayınladı. Romanda İkinci Dünya Savaşı sonrası kuşağından iki karakter bulunuyor: Çevirmen, aydın ve arkeolog Mansur Abdusselam, maceracı ve kumarbaz İlyas Nahle.

Bağdat’ta “en-Nıft ve’t-Tenmiye” (Petrol ve Kalkınma) dergisine başkanlık eden Münif, burada yaklaşık sekiz yıl kaldı. Sonrasında Fransa’ya ve Suriye’ye geçerek kendisini edebi ve entelektüel üretime adadı. Modern bir üsluba sahip Münif’in kendine has bir tarzı vardı. Kendisi aynı zamanda hapishane edebiyatının öncülerindendir.

Münif’in “Uzun Mesafe Yarışlar”, “Sona Erişler”, “Doğu Akdeniz”, “Haritasız Dünya”, “Kara Toprak”, “Şimdi Burada”, “Mecusi Aşk Hikayesi”, “Bahi’nin Zamanındaki Beraberlik”, “Köprüyü Geçtiğimizde” gibi romanları, modern zaman romanının en güzel örneklerinden.

İçerisinde beş romanın bulunduğu “Tuz Şehirleri” serisi ise Münif’in en önemli eserleri arasında yer alıyor. Bu serinin ilk kitabı olan “Çöl” romanında Arap Yarımadası'nda petrolün ortaya çıkışı ele alınıyor. Serinin “Çukur” kitabında petrol sahasına dönüşen çölde iktidar ve siyaset ehlini tasvir eden Münif, “Gece Gündüzün Taksimi” kitabında ise iktidardaki ailenin köklerine, aşiret çatışmalarına değiniyor. Okuyucu bu kitapta dipsiz bir çöl denizine dalan Münif ile birlikte derin bir yolculuğa çıkıyor. 

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Zorlayan kimse mesafe kat etmediği gibi bineğini de zayıflatır” Hadis-i Şerif’i ile başlayan “Mümbit” adlı dördüncü kitapta, Almanya ziyareti sırasında kardeşi Şehzade Fener tarafından tahttan indirilen devrik Sultan Hazal konu ediliyor. Yazar bu kitapta kralların verdiği mücadeleler, padişahların yerlerinden edilmeleri ve Arap Yarımadası'ndaki kral ailelerinin anlaşmazlıklarına değiniyor. Aynı zamanda İngilizlerden Amerikalılara kadar Batı ile irtibatın nasıl olduğundan bahsediyor.

Serinin son kitabı “Zifiri Karanlıklar Sahrası”nda ise bu değişiklikler içerisinde insanlığın durumu üzerine duruluyor. Adetlerin yahut mekanların dahi aynı kalmadığı, aidiyet ve kimlik biçimlerinin bile değiştiğine dikkat çekiliyor.

Yazar, romanının dehlizlerinde şu hususlarla yüzleştiriyor: Geçmiş zamana değil de gelecek zamana nasıl çekebilir? Daha iyi bir gelecek için çaba sarf ediliyorsa asıl kaygı şudur: Kişi hâkim kesimin hatalarından nasıl ders çıkarabilir? Kendini ölümden çok yaşama yakın başka temeller üzerine nasıl yeniden inşa edebilir? Ancak yazar bu konularda bize cevap vermek yerine bizi adeta geleceğe bağlı kılıyor.

Aynı zamanda ekonomist olduğu bilinen Abdurrahman Münif, geçtiğimiz yüzyılın en önemli Arap yazar ve romancılarından biri. İktisat alanında doktorası bulunan Münif, aynı zamanda bir aktivisttir. Siyasi düşünür, güzel sanatlar hayranıdır. 11 romanı birçok dile çevrilen Münif, 24 Ocak 2004’te Şam'da hayata gözlerini yummuş, Dahdah Mezarlığı’na defnedilmiştir. Henüz hayatta olduğu sırada kendisiyle evinde birkaç kez bir araya gelme, çeşitli edebi ve siyasi hususlardan bahsetme fırsatı bulmuştum. Bende bıraktığı tesiri unutamayacağım.